İşi Ehline Verin !!!
Memurlar.net 03 Şubat 2019 tarihinde Dekan Yardımcıları İdari Personelin Amiri midir? Şeklinde bir haber yapmıştır. Konuşulmasına yasak konulan bu tartışmaları kamu oyuna taşıdığı için kendilerine teşekkür ederiz. Ama konu
" İşi Ehline Verin" sözüyle tartışılmalıdır.
Genel Sekreterlik Makamı Nedir ;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 51 inci maddesinin (a) fıkrasında; "Yükseköğretim üst kuruluşlarında başkana, üniversitelerde rektöre bağlı, merkez yönetim örgütünün başında bir genel sekreter ve hizmetlerin gerekli kıldığı daire başkanları, müdürler, danışmanlar, hukuk müşavirleri, uzmanlar ile büro ve iç hizmet görevlerini yapmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar ve diğer görevliler bulunur." hükmü yer almaktadır.124 sayılı Yükseköğretim Üst Kuruluşları İle Yükseköğretim Kurumlarının İdari Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 27 nci maddesinin 2 nci fıkrasında; "Genel Sekreter, üniversite idari teşkilatının başıdır ve bu teşkilatın çalışmasından Rektöre karşı sorumludur." hükmü ile Genel Sekreterin üniversite yönetimin "İdari Açıdan" sorumlusu olduğu görülmektedir.
Bu yapıda İdari Teşkilatın başının Akademisyen olması maalesef ciddi sorunlara neden olmaktadır. Kişisel olarak hiçbir idari görev deneyimi olmayan, yıllarca kendini bilime adamış, yayınlar yapmış, projeler üretmiş, kitaplar yazmış, yani gerçek manada tam bir bilim adamının Genel Sekreterlik görevine getirilmesi ne derece doğrudur! Yüzlerce evrakı sevk etmek, yönetim kurulu ve senato toplantılarında raportörlük yapmak Profesörlerin işi midir?
Şu an devlet üniversitelerinin neredeyse %50'sinin Genel Sekreterlik görevinde öğretim üyeleri bulunuyor. Hal böyle olunca, üniversitelerde sayfalarca mevzuatın içinden başarıyla çıkmaya çalışan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi idari personelin sorunları tabi kimsenin derdi olmuyor.
Üniversitelerde yer değiştirme atamalarında yaşanan sorunlar, yönetici kadrolarına yapılan hülle atamalar ve idari personele geliştirme ödeneği, Döner Sermaye payları, Kısıtlı Lojman gibi hakların verilmemesi gibi durumlara herkes sağır ve dilsiz kalıyor…
Pek ala Akademisyen çalışma arkadaşlarımızı anladık belli nedenler ile bu görevleri istemekteler ; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 nci maddesinin (f) bendine göre; Rektör, rektör yardımcısı ve genel sekreterlere gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, üniversite yönetim kurulunun uygun gördüğü birimin döner sermaye hesabından "YÖNETİCİ PAYI" olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılmaktadır.
Peki biz ne yapıyoruz bizleri temsil ettiğini söyleyen bu akademisyen sendikaları bunları gündeme getirebilecek cesareti yoksa neden halen bizleri üye olarak sendikalarında kalmamızı istiyor. Çünkü bunların özü sözü bir değildir.
Bizler diyoruz ki Üniversitelerde Genel Sekreter İdari Kadrodur. Yönetimde bizi temsil edebilecek tek kadrodur bu da akademik kadrodan seçilmeyip İdari Personel olsun Daire Başkanlıkları İdari Personelden olmalı ; Bu sendikalar kapalı kapılar ardında sizler bizim has üyemizsiniz eğitimci olmadan Yönetici olunmaz merak etmeyin İdari Personelin sizlerin üstünde bir pozisyona getirmeyeceğiz akademisyenleri ezdirmeyeceğizi konuşuyorlar.
Üniversite Ödeneği : YOK
Eğitim Öğretim Ödeneği : YOK
Yüksek Öğretim Tazminatı : YOK
Döner Sermaye Ödeneği : YOK
Biz diyoruz ki bizde üniversitelerde görev yapıyoruz. Neden bu ödeneklerden faydalanamıyoruz. Bu sendikalar bunlar içinde derslere mi giriyorlar ki bu tazminatları alsın diyorlar. Biz de o zaman bunlara diyoruz ki hakkımızı mı savunuyorsunuz ki sizde üye kalalım.
Bunların zihniyeti tehlikeli zihniyettir, Rant Zihniyetidir. Bu Sendikaların zihniyeti Özü sözü bir olmayan zihniyettir. Zaman birlik olma zamanıdır.
Tüm üniversite İdari Personeli Üni-Per-Sen’de birlik olmalıdır.