Üniversitelerdeki Toplu İş Sözleşmeleri üzerine Değerlendirme
Ülkemizde kamu hizmetlerinin yürütülebilmesi için kamu kurumlarında memur ve işçi kadrosunda personel istihdam edilmektedir. Kamuda çalışan memurların tamamı doğrudan özlük ve mali haklarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabidir. Üniversitelerdeki akademisyenler gibi ayrıca her kurumun kendi iç işleyişini düzenleyen kanunlarda bulunmakta, bu kurumlarda çalışanlar ayrıca bu kanunların hükümlerine de tabi olmaktadır. Kamu işçileri ise 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak istihdam edilmekte ve çalışmaktadırlar.
Kamu kurumlarında istihdam edilen bu işçiler; 6111 sayılı Kanuna tabi Sürekli İşçiler, 6360 sayılı Kanuna tabi Sürekli İşçiler, 5620 sayılı Kanuna tabi Vasıfsız İşçiler, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçirilen (bir milyona yakın) sürekli işçiler olarak birçok farklı düzenlemeye tabi personel bulunmaktadır. Kadro unvanı sürekli işçi olmakla birlikte bu kişilerin özlük hakları birbirinden farklıdır. Örnek olarak 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçi, emekliliği dolduğunda emekli olmak zorunda iken diğerlerinde böyle bir mecburiyet bulunmamaktadır.
Kamuda istihdam edilen memur ve işçilerin ekonomik ve sosyal hakları farklı toplu sözleşme kanunlarına göre belirlenmektedir. Kamuda istihdam edilen memurların ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme kanununa göre merkezi olarak yetkili konfederasyon ile bakanlık yetkilileri arasında yapılmaktadır. Fakat kamuda istihdam edilen işçilerin ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa göre her kurumda ayrı ayrı yapılmaktadır.
31 Ekim 2020 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu Kararının süresi sona erdiğinden 1 Kasım 2020 tarihi itibariyle 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu çerçevesinde kamu kurum ve Kuruluşlarında Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri başlamıştır. Bu süreçle ilgili olarak birçok idare geçmişte herhangi bir TİS yapmadığı gibi merkezden de bir destek görmemiş, bu nedenle de ne yapacağını bilemez duruma gelmiştir.
1 Kasım 2020 tarihinde başlayan toplu iş sözleşmesi süreçleri sonrasında anlaşmaya varılan üniversitelerde imza atılan toplu iş sözleşmeleri incelendiğinde aynı mevzuat hükümlerine göre farklı kurumlarda çalışan kamu işçilerinin farklı ekonomik ve sosyal haklar elde ettiği görülecektir. Bu süreçte yetkili sendika ile toplu iş sözleşmesi imzalayan üniversitelerden bazılarının imzalamış olduğu sözleşmelerin özeti aşağıdadır.
Kırklareli Üniversitesi
25 Aralık 2020 tarihinde yetkili sendika olan Tes-Koop-İş Sendikası ile imzalanan 01.01.2021-31.12.2022 yıllarını kapsayan sözleşmede, üniversite bünyesinde sürekli işçi kadrosunda çalışan işçiler; 2021 yılı için %22,64, 2022 yılı için %4+4+enflasyon farkı şeklinde maaş zammı ve bunun yanı sıra ikramiye ve sosyal yardımlar elde etmişlerdir.
Bu ikramiye ve sosyal yardımlar: Haziran ve Kasım aylarında birer maaş ikramiye, her bir çocuk için brüt 25 lira çocuk yardımı, her ay brüt 350 TL sosyal yardım, fiilen çalışılan her gün için günlük brüt 8 lira yemek yardımı, her ay brüt 100 TL yakacak yardımı, her ay brüt 120 TL konut yardımı, her ay brüt 150 TL denge ödeneği, her ay için brüt 25 TL den başlayan tahsil zammı, ramazan ve kurban bayramlarında 90 TL bayram yardımı ve bunların yanı sıra doğum, evlenme, ölüm, eğitim, askerlik yardımlarıdır.
Yukarıda sayılan kazanımlar aylık maaşa net olarak yansıtıldığında 2021 yılı için sürekli işçi maaşı yaklaşık olarak 4200 TL olmaktadır. Bu tutarlarda ikramiye ve tediye bulunmamaktadır.
Balıkesir Üniversitesi
01.11.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere brüt günlük ücret 111,5 TL olarak belirlenmiş ve 2021 yılı için %6+4+enflasyon farkı, 2022 yılı için Kamu Çerçeve Protokolünün zam oranları uygulanacaktır. Bunun yanı sıra yılda iki maaş ikramiye ve iki tediye ödenecektir. Ayrıca bunlara ek olarak her ay brüt 405 TL sosyal yardım, her ay brüt 55 TL ek ödeme, çalışılan günlerde günlük brüt 15 TL yemek yardımı, doğum, evlenme, ölüm, askerlik ve giyim yardımlarıdır.
Yukarıda sayılan kazanımlar aylık maaşa net olarak yansıtıldığında 2021 yılı için sürekli işçi maaşı yaklaşık olarak 3750 TL olmaktadır. Bu tutarlarda ikramiye ve tediye bulunmamaktadır.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi
01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ilk yıl için brüt günlük ücrete %21,11 oranına kadar zam yapılarak 128,5 TL olarak belirlenmiş, ikinci yıl için %10 zam uygulanması kararlaştırılmıştır.
Bunun yanı sıra iki maaş ikramiye ve tediye, her çocuk için brüt 25 TL çocuk yardımı, her ay brüt 350 TL sosyal yardım, çalışılan gün başına günlük brüt 8 TL yemek yardımı, her ay brüt 100 TL yakacak yardımı, her ay 120 TL konut yardımı, her ay 150 TL denge ödeneği, her ay 25 TL’den başlayan tahsil zammı, dini bayramlarda 90 TL bayram yardımı ve doğum, evlenme, ölüm ve eğitim yardımlarıdır.
Yukarıda sayılan kazanımlar aylık maaşa net olarak yansıtıldığında 2021 yılı için sürekli işçi maaşı yaklaşık olarak 4030 TL olmaktadır. Bu tutarlarda ikramiye ve tediye bulunmamaktadır.
Kamu kurumlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanuna tabi, diğer bir deyişle memur kadrosunda çalışan Yardımcı Hizmetler Sınıfından Hizmetlinin (9/1) 2021 yılında alacağı net maaş yaklaşık 3900 TL, Genel İdari Hizmetler Sınıfından Memur’un (9/1) 2021 yılında alacağı net maaş yaklaşık 4300 TL’dir.
Yukarıda örnekleri verilen toplu sözleşmeler değerlendirildiğinde aynı mevzuata tabi çalışanlar arasında mali ve özlük hakları noktasında ciddi farklılıklar meydana geldiği göze çarpmaktadır. Kaldı ki, kamu kurumlarında farklı mevzuat hükümlerine tabi olup da aynı işi yapan personellerin (Yardımcı Hizmetler Sınıfı) mali ve özlük hakları ile kıyaslandığında uçurum denecek düzeyde farklılıklar meydana gelen kurumlar olmuştur. Bu durumun da çalışma barışını zedeleyeceği açıktır.
Diğer taraftan; üyelerimiz tarafından bildirilen rahatsızlıklar incelendiğinde Üniversitelerde memur, şoför, bilgisayar işletmeni vb. gibi kadrolarda görev yapan idari personellerin almış oldukları maaşların üzerinde maaş alan işçi kadrosunda çalışan personeller oluşmuştur. Üniversitelerde çalışan işçilerin elde etmiş oldukları kazanımlar bizim ilgi alanımıza girmemekle birlikte, Üniversitelerde asli işleri yapan idari personelin almış olduğu maaşın geçici işleri yapan personelin aldığı maaşın altında kalması bu kurumlarda infiale neden olmaktadır.
Her kurumun kendi yaptığı toplu sözleşmelerde işçileri temsil eden sendikalar bu denli hareket alanı buluyorsa, Toplu Sözleşmelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak çalışan memuru temsil eden Memur-Sen bu hareket alanını niçin bulamamaktadır.
Tüm bu değerlendirmeler sonrasında diyoruz ki;
Her kurumun işçilerle ayrı toplu iş sözleşmeleri yapması, hazinenin sahibi belli iken birilerinin taşrada kendisini oyalamasından öteye geçmeyecek ileride ciddi sorunlar oluşturacak ve kamu personel sistemindeki aksaklıkları daha da artırmadan öteye gitmeyecektir.
Sonuç olarak, Devlet tarafından uzun süredir kamunun personel yükünün azaltılması amacıyla atama izinleri azaltılmakta, mevcut kamu çalışanlarının mali hakları mümkün olduğunca en alt düzeyden verilmektedir. Biz Üni-Per-Sen olarak Üniversite İdari Personelinin tayin sorununu gündeme getirdiğimizde Bakanlık ve Yüksek Öğretim Kurulu yetkililerince “kurumlar arasında personel yönünden dengesizlik yaratacak bu durum da yeni personel alımı yapmayı getireceğinden Kamu Maliyesine ekstra yük getirecektir” şeklinde geri bildirimler almaktayız. Tüm bu durumlar ortada iken, oldukça geniş bir kesimi etkileyecek işçilerin toplu iş sözleşmelerinin yüzlerce kurumun inisiyatifine bırakılması ortada bir kaos yaratacağı gibi, farklı uygulamaların doğması sonucu kurumlarda aynı işi yapan kişiler arasında çalışma barışının bozulmasına neden olacaktır.
Bu bakımdan; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı koordinasyonunda tüm bu konuların etraflıca değerlendirilmek suretiyle Kamuda istihdam edilen memur ve işçilerin Toplu İş Sözleşmelerine ilişkin genel bir çerçeve metnin karara bağlanması hakkaniyet ve eşitlik açısından uygun olacaktır.